24 Kasım 2016

BEGONYA ÇİÇEKLERİ

Yumrulu begonya çiçekleri ( Emirgan Korusu - İstanbul ) 

Bugün, yurdumuzda ve dünyada çok sevilen ve yetiştirilen bir çiçek olan begonya ( begonia ) türlerinden ( begonia ) söz etmek istiyorum.   Binin  üzerinde türü bulunan begonya çiçeklerinin  anavatanı Asya, Afrika  ve Amerika kıtalarının tropikal iklim görülen bölgeleridir.   Bunlardan 200 kadarı süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.

Begonyagiller ( Begoniaceae ) familyasını oluşturan bitkilerin biri hariç ( Hilebrandia )  hepsi 'begonia' cinsinin türüdür. En büyük bitki cinslerinden ( 5. inci ) biridir.
Begonya ( begonia ), adını  eskiden Fransız sömürgesi olan  Santo Domingo ( Şimdiki adı Haiti ) valisi, botanikçi Michel Begon'dan almıştır.

Begonya, doğal olarak tropikal iklimlerde yetiştiği için fazla sıcak ve soğuk yerleri sevmemektedir ( 15 - 25 derece arası ideal  ). Nemli, doğrudan güneş ışığı almayan ama aydınlık yerleri tercih eder.
Otsu olup etli ve sulu bir  gövdeleri vardır. Hepside çok yıllık olmalarına rağmen, bazı türlerine çoğu zaman tek yıllık bitki muamelesi uygulanır. Yumru köklü olanlar kışın yapraklarını dökerken,  diğer türleri  herdem yeşildir. Kök yapıları da farklıdır. Yumrulu, rizomlu ve saçak köklüdürler.

Begonya türlerinin  bazıları   çok renkli  dekoratif  yaprakları olduğu için yetiştirilirken, bazı çeşitleri değişik renklerde ve şekillerdeki çiçekleri nedeniyle  tercih edilirler. Genel olarak ev bitkisi  olmasına rağmen,  son yıllarda  bazı begonya  türleri  park ve bahçelerde daha çok yetiştirilmeye başlanmıştır.
Avustralya'da her yıl begonya festivali yapılır. 

Begonya çiçeklerinin  yetiştirilmesi ve üretim şekilleri farklı olduğundan  gruplara ayrılırlar.

Yumrulu begoñya (Begonia x tuberhybrida)

Kırmızı çiçekli yumrulu begonya

Yumrulu begonya çiçekleri ( Emirgan Korusu - İstanbul )

Kırmızı çiçekli yumrulu begonya 

1- Yumrulu Begonyalar ( Begonia tuberosa, Begonia x tuberhybrida ) : Hem bahçe çiçeği olarak, hem de saksıda yetiştirilirler. En sevilen  begonya türüdür.
Begonia  x tuberhybrida: Melez bir türdür ( Tür adının başında  x olan bitkiler  melezdir ). Katmerli ve yalınkat olan çiçekleri kamelya çiçeği gibi  iri ve çok gösterişlidir. Anavatanı Kuzey Doğu Hindistan'dır.
Bazı yumrulu begonya çeşitleri sarkık dallı olur, asma saksılara dikilir. Halk arasında bunlara 'gelin damat çiçeği' denir. Yalınkat ve katmerli olan  erkek ve dişi çiçekleri   ayni dalda bulunur.

Gelin damat çiçeği ( Begonia boliviensis )
( Sarkık dallı ve  yumrulu begonya )

Yumrulu begonyaların değişik şekil ve renklerde çiçek açan çok fazla  kültür çeşidi vardır.  Yarı göle ve güneşli yerleri severler, toprağının nemli tutulması gerekir.  Kumlu humuslu topraklardan hoşlanırlar. Yaprakları dökülünce yumruları serin bir yerde,  kumda saklanır.  Tohumdan, çelikle  ve yumru ile üretilir.
Bazı kaynaklarda yumrulu begonyaların  yapraklarının yenilebileceği yazıyor olsada; Genel olarak begonyaların zehirli bitkiler sayılması  nedeniyle dikkatli olmak gerekir. ( Kaynak: www.thompson - morgan. com / edible - flowers, Yenilebilir Çiçekler Kılavuzu )

Bahçe begonyası ( Begonia semperflorens )
Kırmızı çiçekli bahçe begonyası. 

Beyaz çiçekli bahçe begonyası

Pembe çiçekli bahçe begonyası

Pembe çiçekli bahçe begonyası

Kırmızı çiçekli  bahçe begonyası

Açık yeşil yapraklı ve beyaz çiçekli bahçe begonyası

Bahçe begonyaları ( Emirgan Korusu - İstanbul )

2- Bahçe  Begonyası / Çiçekli Begonya  ( Begonia semperflorens ):  Adına bakıp da sadece bahçede yetiştiğini sanmayınız. Zira pencere önlerinde, makromelerde, balkonda da  yetiştirilir. Diş mekanlarda yetiştirilenlere mevsimlik çiçek muamelesi uygulanır. Anavatanı Brezilya'dır.

Güneşli ve gölge yerleri  ve humusça zengin geçirimli toprakları sever. Yazın toprağının nemli olması bir başka isteğidir. Sürekli çiçek açan  bir türdür.   Bu nedenle halk arasında  'yediveren begonya', 'şeker begonya' diye daha çok bilinir.   Yalın kat ve katmerli  çiçekleri beyaz, pembe, kırmızı , turuncu renklerde olabilir. Çiçekleri gibi yapraklarının da  rengi açık yeşilden kahverengine  kadar değişir. Yumrulu begonyaların aksine herdem yeşildir.

Üretilmesi tohumla ve çelikle  olan bu çiçeğin fide olarak satın  alınması  gerekmektedir.  Çünkü, çok küçük olan tohumları ancak sera ortamında çimlenebilmektedir. Yetiştirilmesi en kolay begonya türüdür.
Bahçe begonyası çok yıllık bir bitki olmasına rağmen çoğu zaman sonbaharda havalar soğuyunca bozulmaya başladığından  sökülür, yani tek yıllık çiçek muamelesi görür.   Diğer begonya türlerine göre güneşi daha çok sever. Yarı gölge yerlere dikilmelidir.

Ağaç begonyası, Çilli begonya ( Begonia corallina )

Çilli begonya

3- Ağaç begonyalar: Bu gruba giren begonyaların boyu uzun olduğu için bu şekilde adlandırılmıştırlar ( Boyları bir metreyi  geçebilir.).  Evlerde en çok yetiştirilen begonya çeşididir. Bunlar daha çok yaprakları güzel olduğu için yetiştirilirsede, bazı çeşitlerinin  salkım halindeki çiçekleri de güzeldir. Kışın durgun bir dönem geçirirler, baharda budanmalıdır. Budanan dalları çelik olarak dikilebilir.

 Çilli Begonya ( Begonia corallina ); Yaprakları parlak ve beneklidir ( çilli ). Saksı çiçeği olarak yetiştirilir. Yarı gölge yerleri ve humuslu toprakları sever. Salkım şeklinde pembe renkli renkli çiçekler açar. Bazı çeşitlerin yaprakları iri ( melek kanadı ) , bazılarınki ise küçük yapraklı  olur ( söğüt begonyası ) .

Çınar yapraklı begonya, Paşaçadırı ( Begonia erythrophylla ) , Yağlı begonya ( Begonia metallica ), yaprağı güzel olduğu için  yetiştirilen diğer ağaç begonya  çeşitleridir.


4- Yaprak Begonyalar; Bu gruba giren begonyaların  yaprakları çok renkli ve  dekoratiftir. Ağaç begonyalar gibi uzun  gövdeleri yoktur, yaprakları iri ve rozet şekindedir. Çiçekleri diğer begonya türleri gibi fazla güzel değildir. Herdem yeşil olup rizom köklü bitkilerdir.

Kral begonya ( Rex begonia )
( Fotoğraf  netten alıntıdır )

-  Kral Begonya  ( Rex Begonia ) : Yaprak begonyalarının en tanınmış türüdür. Göz alıcı yaprakları için yetiştirilmektedirler. Bu nedenle yaprağı için yetiştirilen  begonyalara kral ( rex ) begonia denir. Çok fazla kültür çeşidi vardır. ( Bu konudaki  videoyu  izleyebilirsiniz )

Kral begonyalar ılıman ve nemli ortamları sever. Doğu Karadeniz kıyıları  için ideal  bir çiçektir. Eskiden bu  begonyalar evlerde daha çok yetiştiriliyordu.  Çocukluğumda evimizde vardı, şimdi çiçekçilerde göremiyorum.  Birbirinden farklı çok fazla çeşidi vardır. Yapraklarının şekli ve deseni çok farklıdır. Genel olarak iri kalp şeklinde yaprakları olur.  Direk güneşi sevmez, yarı gölge yerlerde saksı çiçeği olarak yetiştirilir. Yaprak ve gövde  çeliği ile üretilir.



Yararlandığım kaynaklar:
- MEGEP ( Meslek Eğitim Ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi )
- Vikipedi

28 Ekim 2016

GAURA ( Uçuşan Kelebekler )

Gaura / gavura bitkisinin genel görünümü
Gaura ya da gavura, çalı formunda, kışın yapraklarını döken  bir süs bitkisidir. Yirmi kadar türü vardır. Kuzey Amerka'nın bazı eyaletlerinde ( Teksas, Louisana ) doğal olarak yetişmektedir. Bu bitkiye  eski cins adından dolayı  gaura denmektedır.  Yeni cinsi  'oenothera'  olarak değişmiştir. Yakıotugiller ( Onagraceae )  familyasındandır. Ülkemizde daha çok Oenothera lindheimeri ( gaura lindheimeri ) türü ve çeşitleri yetiştirilmektedir.

Gaura bitkisinin  dört taç yapraklı çiçeği
Gaura, yaz boyu  kelebekleri andıran pembe ve beyaz renkli, kokusuz  çiçek açar. Bu nedenle halk arasında ' Uçuşan kelebekler' de denir.  Daha çok park ve bahçelere, sınır bitkisi olarak dikilir. Ayrıca, balkonlarda  saksıda da yetiştirilmektedir.

Pembe ve beyaz çiçekli gaura çiçekleri
Gaura, tam bir  Akdeniz iklimi  bitkisi olmasına rağmen soğuğa da dayanıklıdır. Güneşli ve yarı gölge yerleri sever.  Kuraklığa dayanıklı olmasına karşı yazın bol su ister. Toprağının kumlu, geçirgen ve verimli olmasını tercih eder. Çiçek açtıktan sonra kısa, sonbahar da ise  derin budanmalıdır.

Gaura, üretilmesi en kolay olan çiçeklerden biridir. Çelikten çok kolay ürer ve hızla gelişerek  bir kaç ay içinde çiçek açmaya başlar.  Yerini seçerken güneş almasına dikkat edilmelidir.

Gaura çiçekleri (Oenothera lindheimeri )

Pembe çiçekli gaura

Beyaz çiçekli gaura

Gaura çiçeği

24 Ekim 2016

CENNET ÇALISI ( Nandina Domestica )

Bir adı da cennet bambusu olan cennet çalısı (Nandina domestica )
 dekoratif bir bitkidir.
Sevilen bir süs bitkisi olan cennet çalısı ( Nandina domestica ), karamukgiller ( berberidaceae ) familyasının, cinsinin tek türüdür. Anavatanı Çin, Japonya ve Hindistan'dir. Ilıman iklimlerde yetişir.
 
Nandina adı Japonca adından ( nanten )  uyarlanmıştır. Yaprakları ve gövdesi bambuya benzediği için  'cennet bambusu' da denir.  Aslında bambu ( bambusoideae ) ile herhangi bir akrabalığı yoktur. Çok sayıda kültür  çeşidi üretilmiştir. Özellikle bodur çeşitleri hem saksıda, hem de peyzaj alanında çok kullanılmaktadır. 

Bodur cennet çalısı / bambusu
( Nandina domestica 'Fire Power' )

Cennet çalısı genel olarak yapraklarını dökmez, ilkbaharda küçük, yıldız şeklinde, beyazımsı çiçekler açar. Yaprakları ise her mevsimde başka bir renge döner. İlk açtığı zaman bronz renkli olan yaprakları daha sonra yeşile, sonbahar ve kış aylarında ise turuncu ve kırmızıya dönerek adeta bir renk cümbüşü oluşturur.
Nandina domestica,  sonbahar ve kış aylarında kırmızı bir renk alan ve uzun süre bitki üzerinde kalan meyveleri nedeniyle de çok sevilir.  Meyveleri zehirli sayıldığı için yenmez, kuşlar için  önemli bir besin kaynağıdır.

Cennet çalısı ( Nandina domestica )
Çiçek tomurcukları
Cennet çalısı hem bahçede, hemde saksıda yetiştirilebilir. Ilıman iklim bitkisi olmasına rağmen, sıcağa ve soğuğa son derece dayanıklıdır. Çok soğuk geçen yerlerde kışın yaprağını döker. Güneşli ya da yarıgölge yerleri ve  süzek, humusça zengin, nemli toprakları  sever.
Fazla bakım istemez, çelikle ve tohumdan üretilir.

Cennet çalısı ( Nandina domestica ), çiçeği

Cennet çalısı ya da cennet bambusu ( Nandina domestica )

Nandina domestica ve kızaran yaprakları

Cennet çalısı ve henüz olgunlaşmamış meyveleri.

Cennet çalısı bitkisinin  genel görünümü.

Cennet çalısının yaprakları sonbaharda kırmızı bir renk alır.

12 Ekim 2016

BAHÇEMİN YENİ GÖZDESİ & NATAL ERİĞİ

Natal eriği ve olgunlaşmış meyvesi
Bu yıl tanıdığım  tropikal bir bitkiden  söz etmek istiyorum. Adı natal eriği (Carissa macrocarpa ya da Carissa grandiflora), zakkumgiller ( Apocynaceae ) familyasından. Yani, gülgiller ( Rosaceae ) familyasından olan bildiğimiz erik ( prunus ) ile hiç bir alakası yok, sadece şekli  benzer. 

Natal eriği ( Carissa macrocarpa ) ılıman ıklimlerde yetişmektedir. Anavatanı Güney Afrika ( Natal eyaleti ) dir.  Hem meyve, hem süs bitkisi olarak ( daha çok çit bitkisi olarak )  yetiştirilmektedir,  bonsai yapmaya da uygundur. 

Natal eriği, yıl boyu  çiçek açıp meyve verebilen ilginç bir bitkidir.
 
Natal eriği, herdem yeşil, çalı formunda, dikenli bir bitkidir. Beyaz renkli çiçekleri yasemine  benzer, güzel kokuludur ( Bazı çeşitleri pembe çiçek açar ). Bu nedenle 'sürünen  yasemin' de deniyor.  Bir adı da  doğuş eriği dir.  

Natal eriği'nin yumurta şeklindeki meyvesi  olgunlaştığında kırmızı bir renk almaktadır. Meyveleri taze olarak yenebiliyor, üzümsü, tadı hafif mayhoş, ayrıca jölesi, reçeli ve  turşusu da olduğu belirtilmektedir.  Güzel bir yanı da,  uygun ortamlarda yıl boyunca çiçek açıp meyve veriyor olmasıdır. 

Natal eriği, kuraklığa, rüzgara ve tuzluluğa dayanıklı  olmasına karşı  dona karşı hassastır. Bu nedenle; kışın soğuk geçen yerlerde saksıda yetiştirmek gerekir.  Toprak konusunda seçici olmamakla birlikte, geçirgen, kumlu  toprakları ve güneşli, aydınlık yerleri sever.  Deniz kıyıları / tuzlu topraklar için uygun bir bitkidir. Hızlı büyüdüğü için ara sıra  budamakta yarar vardır.  Sarkarak ve sürünerek  büyür,   kapari'ye benziyor.

Natal eriği dikenli bir bitkidir. Ancak çatallı olan dikenleri
 fazla sert değildir ve yapraklarının altındadır.  
Natal eriği,  tohumdan ve çelikten yetiştirilmektedir. Suya konan çelikler çok kolay kök verir.  Tek evcikli olduğundan kendi kendini döller.  Bu nedenle tek olarak  dikmekte bir sorun yoktur.
Pazarlarda satılmayan bu meyveyi  seveceğinizi umuyorum. Değişik bitkileri yetiştirmek isteyenlere tavsiye ederim. 
Fidanlarını internet üzerinden temin edebilirsiniz, pahalı değil.

( Yararlandığım kaynaklar: Vikipedi  )

22 Eylül 2016

AKANTUS ( Ayı pençesi )



Ayı pençesi ya da Akantus bitkisinin genel görünümü 
( Acanthus mollis ) 
Bir adı da ayı pençesi olan akantus ( acanthus ), ayıpençesigiller  ( acanthaceae ) familyasından, çok yıllık, otsu  bir bitki cinsinin ortak addır.  Anavatanı Avrupa ve Anadolu'dur.  30  kadar türü bulunmaktadır, bunlardan  bazı türleri özellikle yurdumuzda yetişir.  Halk arasında akantus,  ayıkulağı, balık otu, kara tiken, öküzosurtan da denir ( Türkiye Bitkileri Sözlüğü - Ertan Tuzlacı ).

Yaprakları oldukca büyük, dikenli ve parçalıdır, kenger bitkisine  ( Gundelia  tournefortii )  benzer. Bu nedenle akantus'a 'dikensiz kenger otu' da denir. Yaz aylarından başlayarak başak şeklinde, uzun ömürlü, mavi- beyaz renkli ve gösterişli  çiçekler açar. Meyve  kapsül halindedir, içinde 1 -2 tohum bulunur.  

Bazı akantus ( acanthus )  türlerinin ( Acanthus dioscoridis, Acanthus hirsutus )  taç yaprakları ( korollası ) taze iken yenir, kurutulduktan sonra koku vermesi için çaya katılır. ( Kaynak;Turhan Baytop -Türkce Bitki Adları Sözlüğü )

Eski çağlarda insanlar akantus bitkisini  kendilerini kötülüklerden, fenalıklardan  koruduğuna inanıldığı için evlerinin  etrafına  dikmişlerdir.
Acanthus mollis,  park ve bahçelerde  süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Büyük saksılarda da yetişir.  Ayrıca şifalı bitkiler arasında yer alır. 

Akantus ( Acanthus mollis ) bitkisi ve çiçeği
Korınt nizamı ile yapılmış sütunların başlıkları
akantus yaprağı motifleri  ile süslenmiştir.
Akantus bitkisinin  yaprakları, eski çağlardan beri süsleme ve dekorasyon için ilham kaynağı  olmuştur. Antik Yunan mimarisinde, Korint nizamı yapılan sütün başlıklarının süslenmesinde  akantus yapraklarından esinlenilmiştir. Bazı kaynaklarda  bu bitkiden 'kenger' diye söz edilmesi, yukarıda da belirttiğim gibi, akantus'a kenger  de denmesinden kaynaklanmış olabilir.
Günümüzde akantus motifleri daha çok mobilyacılıkta kullanılmaktadır.

Korint nizamına göre yapılmış sütun başlığı  ( Afrodisias )
Korint nizamı mimarinin doğuşu şöyle bir efsaneye dayandırılır.
'Vaktin birinde  herkesçe çok sevilen güzeller güzeli bir genç kız yakalandığı apansız hastalık sonucunda hayatını kaybeder. Bunun üzerine  dadısı, genç kızı tüm özel eşyalarını doldurduğu bir sepetle beraber gömer. Kısa bir  süre sonra kızın mezarının üzerinde bir ( akanthus ) bitki yeşerir ve tüm mezarı kaplar. Bunu gören dönemin yetenekli mimarı Kallimakhos bu bitkinin yapraklarından çok etkilenir ve yaptığı sütün başlıklarında Akanthus yapraklarını süsleme amacıyla kullanmaya başlar.'  ( Mythencyclopedia 2007 )

Bir adı da ayı pençesi olan akantus bitkisi ve çiçeği 
Akantus, sıcak ve ılıman iklimlerde yetişir. Yetiştirilmesi çok kolay bir çiçektir, fazla bakım istemez. Hatta bazı ülkelerde istilacı bitkiler arasında yer alır.  Yarı gölge yerleri ve humusca zengin, derin toprakları sever. Kökten ayırma ve tohumla ürer, yayılıcı bir bitkidir.

Ayı pençesi ( Acanthus mollis ) bitkisinin  tohum kapsülleri 

Ayı pençesi ( Acanthus mollis ) tohumu 
Bir adı da ayı pençesi olan akantus ( Acanthus mollis )
 bitkisinin genel görünümü.

Akantus ( Acanthus mollis ),büyük arılar tarafından tozlanır.   

19 Eylül 2016

İZMİR KARAGÖL'DE BİR YAZ GÜNÜ !

 Karagöl Gölü  ( Yamanlar Dağı / İzmir )
Yazın, benim gibi denizle aranız yoksa inanım İzmir'in sıcağı hiç çekilmiyor. Dışarıya çıkamıyorsunuz, adeta ev hapsi cezası çekiyorsunuz.
Neyse gelelim asıl anlatacaklarıma. 
Bu yaz sıcaktan iyice bunaldığımız bir gün ( 15 temmuz darbe girişiminden  sonra )  bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine ,  Karşıyaka / Yamanlar Dağı'nda bulunan,  İzmir'in merkezine 35 km. Karşıyaka'ya 25 km. mesafede bulunan  İzmir Karagöl Tabiat Parkı'na gitmeye karar veriyoruz. 

Yamanlar Dağı, Manisa'daki Spil Dağı'nın İzmir'e doğru olan devamı, birbirlerinden  Sabuncubeli Geçidi ( 600 m. ) ile ayrılıyor, 1076 metre yüksekliğinde.   Karagöl Gölü,  Yamanlar dağının  zirvesine yakın bir düzlükte, etraf  ormanlık, krater gölü. Doğa severlerin mutlaka görmesi gereken harika bir yer.

Yamanlar Dağı'ndan İzmir ve Körfez  
Yamanlar Dağı / İzmir
Yol çok virajlı, dikkatli ve yavaş gitmek gerekiyor. Yükseldikçe İzmir ve körfez farklı açılardan çok güzel  görünüyor. Bir kaç kez yolda, fotoğraf çekmek ve manzaranın tadını çıkarmak için  duruyoruz. 
Yükseldikce sıcaklık azaldığı için  rahatlıyoruz Gölün olduğu yer ( 810 m. ) çok daha serin, iyi ki gelmişiz diyoruz. Sıcaklık, şehir merkezinden  en az  5 - 6 derece daha düşük.
Gölün bulunduğu mesire alanına  ücretle giriliyor,  tuvaletler temiz sayılır, sular  içilebiliyor. Piknik  için masa ve mangal yerleri var. Ayrıca bir  restoran ( kapalıydı )  ve  büfe var.  Ancak her zaman açık olmuyormuş, yiyecek götürmekte yarar var.

Kısa bir dinlenmeden sonra, ailecek gölün etrafında bir tur atıyoruz. Darbe girişiminin etkisiyle mi ne, etrafta çok az insan var.
Bu arada fotoğraf çektiğimi gören bir aile, bana yanlarına gelmem için el ediyor. İnanılır gibi değil,  bir sincap  ellerinden çiğdem  ( Ayçiçeği çekirdeğine İzmir'de çiğdem deniyor. ) yiyor. Bu sırada  ördekler göle soğuması için bıraktıkları  karpuzları parçalıyarak yemeye başlıyor.  Anlayacağınız,  burada hayvanlarla insanlar arasında yakın bir ilişki ve dostluk oluşmuş. 

Bir sincabı ilk defa bu kadar yakından görüyorum.
Sincabı gören  ördekler de yanımıza   geliyor.
35 dekarlık bir alan  kaplıyan Karagöl  Gölü'nün çevresi  çam ormanı,. Göl, yüksekten bakınca  bir kolye gibi görünüyor. Gölün kıyısında  söğüt ve çınar ağaçları var. Bazı söğüt ağaçlarının kökleri suyun içinde  görünüyor. Balık avlamak yasaktır levhasının yanında, olta ile balık tutanlara rastlıyoruz.

Söğüt ağacı ve suda yüzen  kökleri
İzmir Karagöl Gölü, Yamanlar Dağı / İzmir
Gölün kıyısındaki söğüt ve çınar  ağaçları  ilginç manzaralar  oluşturmuş. Fotoğraf çekmek için çok güzel bir yer. Kışın,  karda çok daha güzel olacağı kesin. Bir gelin ve damat fotoğraf çektirmek için gelmişler. 

Yusufçuk ( Helikopter böceği )
Kelebek ve 
Köygöçüren / pembe ( Cirsium arvensis )  ve Çakır dikeni / sarı  ( centaurea solstifialis ) 
Bir adı da Tantalos Gölü olan Karagöl Gölü
( Yamanlar Dağı / izmir )
Büfenin kapısındaki yalancı portakal ağaçlarını ilk defa görenler, bu tuhaf meyveyi  merak edip kopardıktan sonra yenmediğini anlayınca etrafa atmışlar. Büfeci; 'Koparmayın, yenmiyor diyorum ama  yine de koparıyorlar.' diyor.

Yalancı portakal ağacı ve meyvesi 
( Maclura pomifera )
Şeytan portakalı da  denilen yalancı portakal dutgiller familyasından.
Portakalı andıran meyveleri yenmez.
Ördekler
Pikniğimizi gölün kıyısında, ördeklerle birlikte yapıyoruz. İnsanların verdiği yiyecekleri çok alışmışlar, bizi görünce yanımız geliyorlar.  

Yemekten sonra üzerime bir ağırlık çöküyor, biraz kestirmek ( uyumak ) ve dinlenmek  için gölün kıyısındaki bir banka uzanıyorum. 
Buraya gelmeden önce Karagöl  ilgili araştırma yaparken okuduğum Tantalos işkencesi  efsanesi  rüyama giriyor. Tantalos'un  askerleri  beni krallarına işkence yaptın diye,  içinde  yılan kaynayan bir göle atıyorlar... 
İşte bir adı da Tantalos Gölü olan Karagöl ve Tantalos İşkencesi Efsanesi.  


                                             KARAGÖL VE TANTALOS  İŞKENCESİ

Kral Tantalos'a yapılan işkenceleri gösteren bir tablo
( Alıntıdır )
'Frigya ya da Lidya  krallı olduğu sanılan Tantalos, bu günkü  Spil dağının bulunduğu yerle Yamanlar dağının bulunduğu bölgede oturuyor ve bütün Batı Anadoluyu  buradan  yönetiyormuş. Çok zengin olan Tantalos, mitolojiye göre ayni zamanda Olimpos baş tanrısı Zeus'un da oğluymuş. O nedenle tanrılarla bile yemek yer sohbet edermiş. Ama yine de  Anadolu tanrıçası Kıbele'ye inanırmış ve Olimpos tanrılarını daha küçük görüyormuş.

Bir gün sarayına çağırdığı Olimpos tanrılarını denemek için, yemeği oğlunun etinden yaptığını söylemesi bardağı taşıran son damla olmuş. Tanrıların gazabına uğrayan Tantalos, Zeus tarafından ebediyen ac ve  susuz bırakılma cezasına çarptırılmış.

Spilos dağının ( Spil Dağı ) bir yarığından aşağıya atılmış.  Boğazına kadar soğuk sularla  dolu olan bu yerde, su içmek için eğildiğinde sular çekiliyor ve sadece toprak kalıyormuş. Baş ucunda asılı duran bin bir çeşit meyveye elini uzatınca, rüzgar onları savurarak uzaklaştırıyormuş. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, başının üzerinde her an düşecek gibi duran büyük bir kaya duruyormuş.
Tantalos'a yapılan bütün bunlar daha sonraları 'Tantalos işkencesi' adı ile anılacaktır.

Bir inanışa göre; Tantalos'un içine atıldığı ve işgence yapıldığı bu çukur daha sonra bir göl olacak ve adına  'Tantalos Gölü' denecektir.  Yamanlar dağındaki Karagöl Gölü'nün bu göl olduğu  kabul edilmektedir.

Tantalos'un  mezarının Bayraklı'da  ( İzmir )  bulunması, bu efsaneyi doğrulayıcı  niteliktedir. Yine Helen efsanelerinin hep kötülediği Tantalos, hemşehrisi Homeros'un Odyssela destanında anlattığına göre çok  büyük acılar çekmiştir.'

Adı Tantalos işkencesi ile ilişkilendirilen
Yamanlar Dağı'nda ki  Karagöl ( Tantalos gölü )
Birden eşimin sesi ile banktan fırlıyorum, gördüğüm rüyanın etkisiyle kan ter içinde kalmışım. 'Gidelim artık, akşam oluyor' diyor. Korkarak göle bakıyorum !
Güneş Ege Denizi üzeride batarken, bir başka mevsim, kar yağınca da gelmek dileği ile, İzmir Karagöl Tabiat Parkı'ndan  ayrılıyoruz. 

Karagöl Gölü, İzmir Karagöl Tabiat Parkı 
Karagöl Gölü, Yamanlar Dağı / İzmir
Karagöl Gölü  / İzmir
Karagöl Gölü  / İzmir
İzmir Karagöl Tabiat Parkı yol haritası 
( Harita alıntıdır )
Yararlandığım kaynaklar: Vikipedi