Dedemin kaktüsü ( Hikaye ) |
Çiçekleri ve bitkileri çok seven dedem, emekli olunca buraya yerleşmişti. İki yıl önce babaannem ölünce de, tek başına yaşamaya başlamıştı. Tek katlı evinin oldukça geniş olan bahçesinin her tarafına değişik bitkiler, meyve ağaçları, çiçekler dikmişti. Bugün bildiğim bir çok çiçek ve bitkinin adını, o zamanlar dedemden öğrenmiştim.
Dedem, fazla konuşmazdı, ama güleç yüzlüydü, zamanının büyük kısmını çiçekleri ile, bahçeyle ve çevreye diktiği ağaçlarla uğraşarak geçirirdi. Geceleri de kitap okur, bazen de gelen misafirlerle sohbet eder, kağıt oynarlardı.
Dedemle bahçede dolaşmayı, sulama yaparken ona yardım etmeyi çok severdim, bana yeni diktiği bitkileri tanıtır, onlarla ilgili bilgi verir, bazen de hikayeler anlatırdı.
Belli etmese de dedem beni çok severdi; 'Ben ölünce bu bahçeye sen bakacaksın', derdi.
Bende dedem gibi toprakla uğraşmayı, kedi ve köpeklerle oynamayı çok severdim. Bu nedenle, yaz gelince dedemin yanına gideceğimiz için çok sevinirdim.
O yıl ilkokula yeni başlamıştım, her yıl olduğu gibi yine tatilimizi dedemin yanında geçiriyorduk. Babamın beni denize götürmediği zamanlar da, mahalledeki çocuklarla, çoğu zaman dedemin bahçesinde top oynardık. Beni şişman olduğumdan hep kaleci yaparlardı, gol yiyince de, suçlarlar, alay ederlerdi. Bu yüzden, belli etmesem de onları pek sevmezdim.
Bir gün dedem kasabaya inince, evde benden başka kimse kalmamıştı. Arkadaşlarıma, sonunun nereye varacağını düşünmeden bir oyun oynamaya ve onlardan intikam almaya karar verdim.
Dedem, bazı çiçeklerin böcek ve hayvanları yiyerek beslendiğini anlatmıştı. Bahçeye çağırdığım arkadaşlarımı dedemin dev kaktüsünün olduğu yere götürerek, diğer ağaçlara benzemeyen bu garip çöl bitkisinin dikenlerine taktığım tüyleri gösterdim. Bunların bir süre önce kaybolan kedimizin ait olduğunu, onu bu kaktüsün yediğini, bizi bile yiyebileceğini, bu nedenle onu öldürmemiz gerektiğini söyledim.
Kaktüsü onlara parçalatıp, sonrada dedeme şikayet edecektim. Arkadaşlarım bu hikayeye pek fazla inanmış görünmeseler de, teklifim hoşlarına gitmişti.
Topladığımız taş ve sopalarla kaktüse savaş açmıştık. Bir anda koca kaktüs yerle bir olmuştu. Kopan parçalarını ayaklarımızla ezerken, öldürdük seni canavar diye sevinç naraları atıyorduk.
Dedem, beklediğimden önce eve gelince; beni de arkadaşlarımla beraber kaktüsü çiğneyip ezerken görmüştü, çocuklar ise kaçmışlardı.
Bu olaydan sonra, dedem benimle bir daha konuşmamıştı, arkadaşlarım da dedemin bahçesine top oynamaya gelmemişlerdi.
O yaz tatilden dönerken; dedem beni ilk defa öpmemişti, sadece arkamızdan el sallamıştı. Bu benim dedemi son görüşümdü. O kış dedem ölmüş, yazlığı ise bir süre sonra satılmıştı. Biz de bir daha Urla'ya gitmemiştik.
-----------------------------------------------------------------------
Koca çam ağaçlarının gölgelediği parkta bir süre dinlenip çay içtikten sonra, gitmek için kalkmıştık. Sıcak ve bunaltıcı bir hava vardı, koluma giren torunumun yanında zorlukla yürüyordum. Seksen beş yıl sonra torunumun Urla'ya tayin olması, benim bir daha dedemin yaşadığı, çocukluğumun geçtiği bu yerleri gelip görmeme vesile olmuştu.
Her şey nasıl bu kadar değişmişti? Bahçelerinde top oynadığımız, çeşitli meyve ağaçların, zeytinlerin, kaktüslerin, sardunya çiçeklerinin olduğu, teraslarında üzüm asması, sellukalar olan o tek katlı evlerden artık eser kalmamıştı. Dedemin bahçesinin olduğu yere kocaman bir apartman yapılmıştı, her yer binalarla dolmuştu. Kuş ve köpek seslerinin yerini araba gürültüleri almıştı, binaların arasından deniz zorlukla görülebiliyordu.
Burası, benim bildiğim, çocukluğumun geçtiği, dedemin yaşadığı yerler değildi!
Buraları tekrar gördüğüme sevinememiştim. Torunum giderken, 'İyi ki bu ağaçları dikmişler, yoksa bu sıcakta bura da oturamazdık' dedi.
Bunlar dedemin diktiği fıstık çamı ağaçlarıydı. Bidonlarla taşıdığı sularla, keçilerden koruyarak, bin bir güçlükle onları büyütmüştü.
A.Kadir Bekçi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Reklam amaçlı ve bitki isteği ile ilgili yorum yapılmamasınını rica ederim. Bitki ve çiçek satmadığımı bir kez daha belirtmek isterim.